Orda bir köy var uzakta, O köy bizim köyümüz

Aşı zamanı


Bugünlerde köyde aşı yapma telaşı var.Aşı yapmayanalar çabuk olun ağaçlar ağlamaya başlıyor.

Hayırlı olsun

Dün köyümüzde ihaleyle altı adet parsel satımı gerçekleşti.Satılan parsellere fazla talep olmayınca Parselleri alan köylülerimiz aldıkları yerleri hemen hemen istedikleri fiyata aldılar.Satılan yerler ise şöyle: Eskiden top sahası olarak bilinen yer artık halil arslan abinin oldu.(iki parsel). Top sahasının yanındaki kayrak yer ise Mustafa karasoy abinin oldu.Nuri yücedağ amcanın evin alt tarafını Nuri amca aldı.Ali yücedağ abinin evin ilerisini Mehmet kaya abi aldı.Mevlü amcanın evin ilerisindeki harman yerini ise Mevlüt amca haci turis abiyle açık artıryama girdiyselerde parselin sahibi mevlüt amca oldu.Böylece toplamda yirmibirbin beşyüz lira geleri elde edilmiş oldu.Elde edilen gelirin köy odasının yanına yemek yeme yeri inşa edileceği belirtiliyor. Yeni parsel sahiplerine aldıkları yerler hayırlı olur inşallah...

YAYLADAĞI'NDA "HASTANE"İÇİN İMZA KAMPANYASI BAŞLATILDI

Yayladağı ilçesine hastane yapılması için imza kampanyası başlatıldı.

Yayladağı Gençlik Derneği ve Ekspres Gazetesi öncülüğünde başlatılan "Yollarda Ölmek İstemiyoruz" sloganıyla, imza kampanyası sabah erken saatlerde Atatürk Bulvarı önünde başladı.

Gençlik Derneği Başkanı Mehmet Toktaş, acil durumlarda, vatandaşların Antakya ve yakın ilçelerde bulunan Devlet Hastanesi'ne gitmek zorunda kaldıklarını belirterek, şöyle konuştu:

"24 bin nüfuslu ilçemizde bir hastanemiz yok. Koca ilçeyi sağlık ocağıyla verilen sağlık hizmeti yetmiyor. Uzman doktor yok. Bu konuda büyük sıkıntı yaşanıyor. Vatandaşlarımız hastane için 50 kilometre uzaklıktaki Antakya'ya gidiyor. Bu nedenle ilçemizde başlattığımız imza kampanyası tüm gün boyunca sürecek. 2 saatte bine yakın imza topladık. Muhtarlardan, kamu çalışanlarından da büyük ilgi var. Bu da hastanenin ne kadar büyük bir ihtiyaç olduğunu gösteriyor."

Hayırlı Cumalar

O gün insanlar amellerinin kendilerine gösterilmesi için bölük bölük kabirlerinden çıkacaklardır. Artık kim zerre ağırlığınca bir hayır işlerse, onun mükâfatını görecektir. Kim de zerre ağırlığınca bir kötülük işlerse, onun cezasını görecektir.(Zilzâl Sûresi, 99. Sûre, 6-8.Ayet)

Koca kâinatı bütün ecramıyla gayet kolay idare eden kudret o derece kusursuz, nihayetsizdir ki, hiçbir şerik ve iştirake ve muavenet ve yardıma ihtiyacı olamaz.(said nursi- sözler)

Kerim olan Rabbimiz! senin yolunda hiçbir şeyini esirgemeyip verenlerden ve gece gibi , ayıp ve kusurları sarıp örtenlerden olmayı bize lutfet.(Amin)

Tüm islam aleminin cuma günü mübarek ola.

Mevlid Kandiliniz Mübarek olsun

 
 
 
 
 
 
"Sen olmasaydın ey Habibim, alemleri yaratmazdım"
İlahi hitabının muhatabı, insanlığın önderi; şefaatçimiz, Peygamber Efendimiz(a.s.m) dünyaya teşrif ettikleri bu gecede, tüm İslam aleminin ve sizlerin Mevlit Kandilini kutlar hayırlara vesile olmasını dileriz.

Mevlid Kandili

Kutlu Doğum ve Mevlid Kandili

Hayatın gayesi, yaratılışın mânâsı silinmiş, yok olmuştu. Herşey mânâsız başıboşluk ve hüzün örtülerine bürünmüştü.

Ruhlar birşey bekliyor, bir nurun zulmet perdesini yırtmasını içten içe hissediyordu.

O vahşet devrinde kâinat ufkundan bir güneş doğdu. Bu güneş âhirzaman Peygamberi Hz. Muhammmed Aleyhissalâtü Vesselam idi. Tarihin seyrini, hayatın akışını değiştiren bu eşsiz olay, dünyayı yerinden sarsan değişimlerin en büyüğü idi.

İşte insanlığın akıl ve kalbinde düğümlenen "Necisin, nereden geliyorsun, nereye gidiyorsun?" sorularını, düğümlerini çözüp kâinatın Sahibini ilân ve ispat edecek bir zatın teşrifi sadece insanların ruh ve kalbinde değil, diğer varlıklarda, hattâ cansız eşyada bile yansımasını bulacaktı.

Doğudan batıya bütün âlemin nurlara büründüğü, İlâhi değişimin tecelli ettiği o gece neler oldu neler?

Yahudi ileri gelenleri ve âlimleri kitaplarında daha önce rastladıkları işaret ve müjdelerin açığa çıktığını gördüler. Kimsenin haberi olmadan en önce onlar bu müjdeyi verdiler.

O gece Yahudi âlimleri semâya bakıp "Bu yıldızın doğduğu gece Ahmed doğmuştur" dediler.(1)

Bîr Yahudi İleri geleni Mekke'de Peygamberimizin doğduğu gece, içlerinde Hişam ve Velid bin Muğire, Utbe bin Rabia gibi Kureyş ileri gelenlerinin bulunduğu bir toplantıda,
- "Bu gece sizlerden birinin çocuğu oldu mu?" diye sordu.
- "Bilmiyoruz" diye cevap verdiler.
Yahudi, "Vallahi sizin bu ihmalinizden iğreniyorum!
"Bakın, ey Kureyş topluluğu, size ne söylüyorum, iyi dinleyin. Bu gece, bu ümmetin en son peygamberi Ahmed doğdu. Eğer yanlışım varsa, Filistin'in kudsiyetini inkâr etmiş olayım. Evet, onun iki küreği arasında kırmızımtırak, üzerinde tüyler bulunan bir ben var" dedi.

Toplantıda bulunanlar Yahudinin sözünden hayrete düştüler ve dağıldılar. Her birisi evlerine döndüğünde bu durumu ev halkına anlattılar. "Bu gece Abdülmuttalib'in oğlu Abdullah'ın bir oğlu doğdu. Adını Muhammed koydular." haberini aldılar.

Ertesi gün Yahudiye vardılar:
"Bahsettiğin çocuğun bizim aramızda dünyaya geldiğini duydun mu?" dediler.
Yahudi "Onun doğumu benim size haber verdiğimden önce midir, sonra mıdır?" dedi.
Onlar, "Öncedir ve ismi Ahmed'dir" dediler. Yahudi, "Beni ona götürün" dedi.
Yahudi ile beraber kalkıp Hz. Âmine'nin evine gittiler, içeri girdiler.
Pegamberimizi Yahudinin yanına çıkardılar. Yahudi Peygamberimizin sırtındaki beni görünce, üzerine baygınlık geldi, fenalaştı. Kendine gelip ayıldığı sırada,

"Ne oldu sana, yazıklar olsun" dediler.

Yahudi, "Artık İsrailoğullarndan peygamberlik gitti. Ellerinden kitap da gitti. Artık Yahudi âlimlerinin kıymet ve itibarları da kalmadı. Araplar peygamberleriyle kurtuluşa ereceklerdir.

"Ey Kureyş topluluğu, ferahladınız mı? Vallahi size, doğudan batıya kadar ulaşacak bir güç, kuvvet ve bir üstünlük verilecektir" dedi.(2)

Kâinatın Efendisini dünyaya getiren bahtiyar annenin henüz dünyaya gelmeden görüp gördükleri çok manalıydı..

Peygamber Efendimize hamileyken rüyasında, "Sen, insanların en hayırlısına ve bu ümmetin efendisine hamile oldun. Onu dünyaya getirdiğin zaman 'Her hasetçinin şerrinden koruması için bir ve tek olana sığınırım' de, sonra ona Ahmed yahut Muhammed ismini ver."

Yine kendisinden çıkan bir nurun aydınlığında bütün doğuyu ve batiyi, Şam ve Busra saray ve çarşılarını, hattâ Busra'daki develerin uzanan boyunlarını gördüğünü Abdülmüttalib'e anlatmıştı.(3)

Aynı gece Hz. Âmine'nin yanında bulunan Osman ibn Âs'ın annesinin gördükleri de şöyle:

"O gece evin içi nurla doldu, yıldızların sanki üzerimize dökülecekmiş gibi sarktıklarını gördük."

Evet bu ulvî anı dile getiren Mevlid'in yazarı Süleyman Çelebi bütün bu hakikatleri şu beytiyle şiirleştirmiştir:

"Hem Muhammed gelmesi oldu yakin
Çok alâmetler belürdi gelmedin"

Rabiülevvel ayının 12. Pazartesi gecesi, yapılan hesaplamalara göre, Miladi takvime göre 20 Nisan'a denk gelen gece idi.

Dünyayı şereflendiren iki Cihan Serverinin üzerini o günün bir âdeti olarak bir çanakla kapattılar.

Araplara göre o zaman, gece doğan çocuğun üzerine bir çanak koymak ve gündüz olmadan ona bakmamak âdetti. Fakat bir de baktılar ki. Peygamber Efendimizin üzerine konulan çanak yarılarak ikiye ayrılmış, Efendimiz gözlerini gökyüzüne dikmiş, başparmağını emiyordu.(5)

Evet, bu işaret her türlü küfrün, zulmün, şirkin ve her türlü bâtıl inanç ve âdetlerin parçalanıp yok olması, imanın, nurun ve hidâyetin kâinatı aydınlatması için gönderilmiş bir Peygamber idi.

Aynı gece Kabe'de tapılmakta olan cansız putların çoğunun başaşağı devrildiği görüldü.

Aynı gece Kisra sarayının beşik gibi sallanıp on dört balkonunun parçalanıp yerlere düştüğü öğrenildi.

Sava'da mukaddes tanınan gölün suyunun çekilip gittiği görüldü.

Bin senedir yakılan ve söndürülmeyen mecusi ateşinin sönüverdiği müşahede edildi.

Bütün bunlar işaret ve alamettir ki, yeni dünyaya gelen zat ateşe tapmayı, puta tapmayı kaldırıp, Fars saltanatını parçalayarak Allah'ın izni olmadan kutsal tanınan şeylerin kutsallığını ortadan kaldıracaktır.(6)

İşte bu geceye Veladet-i Nebi gecesi diyor ve onun bütün kalbimizle, ruhumuzla her sene yeniden yâd edip kutluyoruz. Bütün kâinatla bu geceyi karşılayarak onun âleme teşrifine kıyam ediyoruz.
Getirdiği ebedi nura, açtığı saadet caddesine ve sünnet-i seniyyesine yeniden sımsıkı sarılmak ve Mevlid Kandilini vesile ederek ona yeniden biatimizi, bağlılığımızı tazelemek ne yüce bir şeref ve ne büyük bir saadettir.

Yüce Rabbim bizleri sevgili Resulünün şefaatine nail eylesin.

Hatay Valiliği yeni logosu



Hatay Valiliği yeni logosu
**************************************
Kapat
popho reklam

Arama Kutusu

Gönderdiğiniz Videolar Burada

Sohbet Kutusu

Sohbet Kutusu

Popüler Yayınlar

Leylekli Köyü: 1.02.2011 Blogger Entegre: Templatesbyblogger Blogger düzenleme by - Wind of Anatolia.
Msevik